16 Ekim 2009

Kos' ta 2.gün ve yola devam...


( Kos' tan Memleket özlemi ile Türkiyeyi izleyen Omerta üyeleri...)

Erken yatan arkadaşların hepsi uyanmış ve fotograf makinelerini alıp Kosu gezmeye çıkmış...

Taze ekmek ve çörek kokusu içinde epeyce geç uyandım...
Teknede kahvaltıyı yaptık diğer geç kalkanlarla...
Herkes bir önceki geceden kalma anılarını nazla, niyazla anlatıyor...
Sanki kimse geç gelmemiş herkes vaktinde uyumuş herkes teknedeymiş gibi...
   

 
Kosta biri mavi, biri yeşil olmak üzere 2 tane açık tren gibi uzun ve kompartmanlı araç var. Turistik Kos gezisi yaptırıyorlar. Kişi başı 5 euro bilet alıp, çocuklar gibi yer kaparak yerleştik trene ve Kosu gezmeye başladık. Birkaç arkadaş ise bisiklet kiralamışlar onunla geziyorlardı...



Biz ayrıca Asklepionu görmek istiyorduk. Hipokrat ilk tıp merkezini burada kurmuş.
Bunun için 4-5 arkadaşla beraber diğer trene de binerek Asklepiona gittik...



Çok etkileyici bir yer ve yüzlerce turist burayı görmeye geliyor.

Oldukça hakim bir tepeye kurulmuş ağaçlar içinde önünde masmavi deniz ve karşıda alabildiğine Türkiye uzanıyor...

Efil efil esiyor...
Hani hastaları buraya getirip bırakmak bile iyileşmelerine yeter diyoruz.



                                     




Meşhur Agorası, Bizanstan kalma eserleri, Kos Kalesi, Asklepion, Camiler, Su kemerleri, Osmanlı mirasları, çarşısı derken epeyce yorulduk saatte akşam üzeri 16.00 gibi...

Napalım derken hadi gidelim dedik...
Yeter bu kadar Kos dedik...

Diğer arkadaşlara da söyleyip haberleştik...
Tekneye geldiğimde sanki ben dememişim gibi bana "Eyüp Hocam ya, yola çıkılıyormuş haberin var mı?" diyenlere, Evet! ben de duydum neyse gidelim bari diyerek milletin toplanmasını beklerken,


Volare yola çıktı bile...
Varol Abiyi de unutarak üstelik...
Arkasından bizlerde palamarlarımızı çözdük...

Rota Knidos veya Nisiros... Yolda karar vereceğiz...

Selametle..

Eyüp

(devamı var)

Hiç yorum yok: