17 Ekim 2009

4.gün KOS...



Binbir zahmetle çıktığımız yolları rüzgar gibi inmeye başladık...
Pupa, geniş apaz full arma 25 knot rüzgarda uçarcasına seyir yapıyoruz. Arada karşılaştığımız yukarı orsa çeken tekneleri gördükçe allah kolaylık versin diyoruz...
Rüzgarın azaldığı Kalimnos, Kardak kayalıkları arası bölgede meyva, kuruyemiş biraz da abur cubur yiyoruz...
Hala balık yakalayamadık...



Herkesin elinde bir el incesi gemici bağları tekrar tekrar deneniyor.
Neredeyse gözü kapalı yapılabilir hale gelen bağların gerektiği zaman şaşırılması, yapılamaması hakkında konuşup gülünüyor...



Her üç tekne farklı hız ve seyir açılarıyla Kos önlerine geldik.
Telsizle yaptığımız anonsta en önde olduğumuz ve ilk girişi bizim yapacağımız anlaşıldı.

Bayramın 3 günü Kos Limanının çok kalabalık olduğunu düşünüyorum. Geçen seneki seyrimizin olumsuz anıları aklıma geliyor. Marinaya gitmek istemiş ama giriş işlemlerini yaptırmadan Marinaya giremiyeceğimizi öğrenmiştik.
Açıkçası şimdiye kadar Yunanistana giriş işlemi yaptırmamıştık, Kalimnos, Patmos, Arkhi ve Lipso da hiç kimse bize birşey sormamıştı zaten...
Burda da giriş yaptırmayacaktık...
Kos limanı da çok kalabalıktı, yer bulamamış ve çok zorluklarla karşılaşmıştık.
O nedenle diğer teknelerin de mümkün olduğu kadar çabuk Kos'a girmesini tembih ediyoruz.
Gerçi vakit henüz erken eğer buralarda yer bulamazsak B ve C planlarımız var.



Kos Limanı Kos kalesinin hemen dibinde olduğu için çok uzaklardan kolayca bulunan bir yer...

Kos limanına girmeden sancakta yeni bir beton iskele yapılmış.
Onu geçip, gümrük binasının da bulunduğu iskele taraftaki beton iskelede ise birkaç feribot bağlı...
Onları da yavaşça geçip limana girdiğimizde ne görelim !!
Liman neredeyse bomboş...





Hemen limanın kale surları dibindeki yere demir atıp kıçtankara olduk...
Biraz sonra yanımıza Volare de geldi...
Caruso ise yanımızdaki Guletin diğer yanına kıçtankara bağlandı...





2 gün buradayız... Serbest zaman..isteyen istediği gibi gezip tozabilir...
Sadece akşam 20.00 de toplu yemek yenecek...



Gümrük binasının hemen yanıbaşında bağlıyız.
Ordaki görevli Dimitri genç ve sevimli biri... Lipso dan geldiğimizi öğrendi. Giriş işlemi vs sormadı bile. Eminim yaptırmadığımız aklına bile gelmemiştir. Sonrası Rodosa gideceğiz dedik...
Nerde banyo yapabiliriz diye sorduk. Bize kartını verdi ve Marinaya gidin dedi. Sorarlarsa benim gönderdiğimi söylersiniz dedi...

Gümrük sahasının içinden elimizde havlu ve traş takımlarımız, sabun, şampuan vs içeren çantalarımızla yürüye yürüye marinaya üçlü beşli gruplar halinde gittik...
Güzelce yıkanıp, paklanıp Kos için hazırlandık


Akşam için Nick Fisherman adında bir tavernaya gittik...
Yolu Kosa düşecek herkese tavsiye ederim...
Yine dizildik 20 kişi uzunca bir masaya...
Gelen ne varsa yiyoruz... Ve içiyoruz...
Kaç şişe rakı içtik saymadım...
Adını bildik bilmedik çok çeşitli mezeler yedik, deniz ürünlerine doyduk...





Kos gecesi ve sonrası... (devam edecek)

Hiç yorum yok: