27 Temmuz 2010

Tatil Postası ve Geleneksel Yaz Gezimiz 2010

Merhabalar,

Tatil Postası grubunu yıllar önce karada beraberce tatil yaptığımız, sonrası ise yelkenli teknelerle denizde birlikte seyir ve tatil yaptığımız birbirini çok seven, tanıyan arkadaşlarımızla birlikte kurduk...

Çeşitli illerde yaşıyoruz, fırsat buldukça yaz kış demeden biraraya geliyoruz. Çocuklarımız birlikte büyüyor...

Mutlaka her sene en az bir hafta yaz tatilini birlikte yapıyoruz. Önceleri 4-5 aileden oluşan grubumuz yeni ve çok sevdiğimiz dostlarımızın katılımıyla giderek büyüdü.



2010 Gezimiz... Karacasöğüt-Marmaris


2010 yılı Geleneksel Tatil Postası yaz gezimizi 3 Katamaran, 3 monohull toplam 6 yelkenli ile çoluklu çocuklu 48 kişi Karacasöğüt (Gökova) - Marmaris arasında yaptık.

Çok eğlendik, çok güldük, çok yüzdük, çok güneşlendik, çok yedik içtik...

Benim için çok özel bir geziydi, uzun yıllar sonra ilk kez kızkardeşlerim ve eşleriyle birlikte bir hafta tatil yapacaktım. Damla ve eşi de bizimle olunca tam bir aile teknesi olduk...

Tüm bir haftaboyu herşey çok güzeldi...



Daha ne olsun ablam Hülya, kızkardeşim Ayşe, baldızım Damla, eniştelerim Mustafa ve Vehbi, yeni damat sevgili bacanağım Ali, eşim Reyhan, oğullarım Sinan ve Can yanımda.

Unutmadan ilave edeyim, büyük oğlum Sinan da 5-6 yıl sonra ilk kez bizimle tatile gelmişti...







Bu ekibe rahat bir tekne gerek deyip She-San adında kocaman 43 feet bir Katamaran kiralamıştık.



Tüm sevdiğim dostlarım ise yanıbaşımda...

Xenia 44 feet Katamaran, Kaptan Arif, Celal, Ali Rıza, Dilek, Aydan, Hatice, Hazal, Dicle, Mehmet ve Ali Sarp

Catch Up 38 feet Katamaran, Kaptan Baybora, Celal Kırdar, Serdar Erden, Görkem, Nilüfer, Ecem, Vasfiye, Ümit ve Yasemin

Yomaz 43 feet Sun Odyssey, Kaptan Halil Arıkan, Elvin, Gönül, Burhan, Yiğit ve Yağız...(Grubun en küçüğü Yağızdı)

Caruso 45.2 feet Sun Odysey, Kaptan Özcan, Mustafa, Semra, Ilgın, Nilgün, Irmak, Anıl ve Rengin

Philoxene 40 feet Dufour, Kaptan İbrahim, Vahap, Nermin, Nihan ve Yağmur

Hava genelde çok iyiydi, pırıl pırıl masmavi gökyüzü geceleri samanyolu içinde binlerce sayısız yıldız eşliğinde serin serin tekne havuzluklarında sohbetler ederek uyuduk...

Ekipte yeterli kaptan sayımızın giderek artması, diğerlerinin de denizcilik bilgilerinin gelişmesi seyri daha güvenli, daha kalitesi yüksek ve refahımızı artıran bir gezi haline dönüştürdüğünü gördük.

Liman ve iskelelerde 6 tekne yer bulma sorunlarını çok yaşamamıza rağmen, koylarda yanyana birbirimize aborda olarak çok güzel keyifli bir ortam yarattık...

Ve ilk kez 6 tekne sorunsuz ama zorlu sayılabilir bir gece seyri gerçekleştirdik. (Çatı-Knidos arası)

1.gün Karacasöğüt-Okluk


İstanbuldan, Ankaradan, Eskişehirden, Uşaktan, Denizliden toplamda 48 kişi bir kısmımız arabasıyla, bir kısmımız otobüs, bir kısmımız ise uçakla zorlu bir yolculuktan sonra aralıklı olarak Karacasöğüte geldik, toplandık...

Tekneleri Off Shore Sailing' den kiralamıştık. Off Shore Ekipleri sabahtan beri hazırlıkları yapıyordu, temizlik, depoların doldurulması, teknelerin tanıtılması ve teslimi ve bu arada Marmaris Tansaştan yapılan 6 tekne için alışverişin teknelere yerleştirilmesi derken saat 15.00 gibi sırasıyla 6 tekne yavaşça koltuk halatlarını çözüp avara olduk...

İngiliz Limanına girip tertemiz suya atladığımızda günün tüm yorgunluğu gitmişti...

Yüzme molasından sonra Okluk koyuna KaptanRestoran'ın iskelesine rüzgar sağnakları ve katamaran kullanma acemiliği içinde ilk bağlanmamızı zorlukla gerçekleştirdik. Diğer tekneler de sırayla ve kolayca tonozları alıp bağlandılar.

Tekrar ve uzunca denize girdik, sonra ise ilk gün onuruna 48 kişi büyükçe bir U düzeni içinde akşam yemeğine başladık. Gecenin sürprizi 2 adet kayatuzu içinde pişirilmiş Lagos' du... Alevler içinde getirilip güzelce servis edildi...

Bol kahkaha eşliğinde buz gibi rakılar içildi...

Geçen bir senenin özlemi giderilip, sohbetler edilip sonrası teknelerimize uykuya çekildik...

2.gün Okluk-Löngöz-7 Adalar

Katamaran'ın önündeki trombolin tarzında örülmüş ağında altıma büyükçe bir minder serip üzerime ise ince bir şilte örterek uyumuştum. Tüm gezi boyunca da böyle yattım. Yıldızların altında efil efil esen hafif bir rüzgarda böylesi uyumak çok hoştu...


Güneşin doğmasıyla havanın ışıyıp yüzümü yalaması sonucu sabahları en erken ben uyanıyor ve hemen teknenin önünden suya atlayıp yüzümü denizde yıkıyordum.

Okluk koyunda durgun suda arada sırada birbirini kovalayan balıklarla çırpıntı yaratarak uzunca yüzdüm. Diğer arkadaşların da uyanmasıyla kahvaltıyı biraz ilerideki Löngöz de yapmaya karar verip motorları çalıştırdık, tam çıkarken iskeleden aldığımız tonoz halatını pervaneye dolayıp onu çözmek için uğraşıp çözdükten sonra yavaşça Longöze rota tuttuk...

Hava güzel, deniz güzel... Keyifler süper...

Yavaş yavaş kahvaltı hazırlanırken Longöze iyice sığlaşan sonuna doğru yavaşça girdik sonra uygun gördüğümüz 3-4 m ye demirimizi bırakıp kıçtan bir kaya parçasına halatla bağlandık...

Kahvaltı, yüzme, güneşlenme kahve içme, meyva yeme derken saatler farkında olmadan birbirini kovalamış...

Longözden çıktığımızda Gökova' nın o hafiften başlayıp öğleden sonra giderek artan rüzgarına karşı dümen tutarak 7 adalar yöresine vardık. 6 tekneyi yanyana aborda edecek yer aramaya başladık.

Özellikle girmek istediğim Bekar koyu maalesef bir gulet tarafından neredeyse kapatılmış...

Sonunda Uzun Limanın batısında yer alan koyda 6 tekne yanyana bağlanıp, birbirimize aborda olduk... Bu gece teknelerde yemek yenecek... Bir taraftan yemek hazırlıkları, bir taraftan yüzme şenliği derken hava karardı, yemeklerden sonra teknelere misafirlikler, çocuklar yaş gruplarına göre ayrı ayrı öbeklenmişler...

Kadınlar bir tarafta, erkekler bir tarafta..sohbetler bitmiyor...

Büyükçe bir çoğunluk ise Sinan' ın laptopunun başında toplanıp neredeyse gözlerimiz şaşı-beş olacak şekilde Dünya kupası final maçını seyrediyoruz. Benim de dahil olduğum küçük bir azınlık Hollandayı, diğer herkes İspanyayı tutuyor... Uzatmanın son dakikasında şanssız bir golle yeniliyoruz... :)

Gökyüzü ise ayrı bir alem...

Geç vakit uykuya yenik düştük...

3.gün 7 Adalar-Amazon-Mezar Koyu-Büyük Çatı

7 adalardan da bulaşık yıkamak için açık denize erkenden çıktık. Kıyıdan iyice açılıp, akşamdan kalan bulaşıkları Kızkardeşlerim'in, Reyhan' ın ve Damla'nın ısrarlarına rağmen ben yıkadım. Artık bir daha beni mutfağa sokmadılar, sıramı savmıştım...
Amazon koyuna sancaktaki küçük tahta iskeleye iyice yaklaşıp bağlandık.(Katamaran olmasının bu faydası var. Salması olmadığı için iyice sığ yerlere yanaşabiliyoruz)



Güzel bir kahvaltı faslından sonra benim dışımdakiler Amazon Kampinge bir yürüyüş yaptılar...
Tertemiz koyda güzelce yüzdük...
Telsizden arkadaşların biraz ilerdeki Mezar koyuna geldiklerini öğrenince de kıç halatlarımızı ve demirimizi alıp doğruca Mezar koyuna gittik ve 3 m pırıl pırıl suya demirimizi bırakıp alargada 2-3 saat yüzdük, acıkınca makarna yaptık.
Artık saat iyice ilerleyince Büyük Çatı koyuna gitmek için ayrıldık. Yanyana birbirinden güzel koy ve koycukları yavaşça gezip görerek Çatı koyuna girip sancakta gizlenen küçük koya demirimizi saldık...
Arkadaşlar da birbiri ardına yanımıza gelip demir serip aborda oldular. Herkes denize...



Bu akşam Çatı' da geceleyip gece saat 02.00 gibi gece seyri ile Knidosa gideceğiz.

Biraz yüzüp, sohbet edip özellikle kaptanlar dinlenmek için uykuya çekildiler.

Çocuklar hala denizde, kadınlar ise kahve ve çay içip sohbet ediyorlar...

4.gün Büyük Çatı-Knidos-Palamutbükü (Gece seyri..)

Saat 00.30 uyandım.
Diğer teknelerde herkes uyuyor, sadece bir kaç genç alçak sesle fısıldaşıyor...
Henüz erken diye yıldızları seyretmeye başladım, teknemizi bağladığımız kıyının derinliklerinde ağaçların arasında yırtıcı bir kuş ötüyor...
Gece seyri bu grubun çoğu için ilk deneyim olacaktı.

En önde Arif Kaptan(Xenia-Katamaran) sırasıyla Baybora Kaptan( Catch up-Katamaran), Burhanettin Kaptan (Yomaz), İbrahim Kaptan (Philoxene), Özcan Kaptan (Caruso) ve en arkada ben (She San- Katamaran)

Uzun bir seyir olacağı için (bu rotada görülecek kalınacak bir yer olmadığı için özellikle bu seyri planlamıştık) kadın ve çocukların uyuyacağı ve fazla sıkıntı çekmeyeceğini hesaplamıştık.
Yanıbaşımdaki teknenin kaptanını uyandırdım saat 01.30... Sonrada diğer kaptanları...
Vira bismillah!
Saat 02.00 olduğunda ise ilk önce çıkacak tekneler sırasıyla ve fazla gürültü yapmadan yavaşça demirlerini vira edip, kıç halatlarını toplayıp hayalet gibi seyir ışıklarını açıp koydan gecenin karanlığı içine süzüldüler...
O dar koydan 6 tekne hiç sorun yaşamadan açık denize çıkmıştık...

Batı rüzgarlarıyla büyüyen denizleri göğüsleyerek, orsa seyirle dayak yiyerek, yağan yağmur ve dalga serpintileriyle ıslanarak ama telsiz konuşmalarımız ve birbirimizin silyon ve seyir fenerlerini görmenin verdiği moralle seyrimizi yorgun ama sorunsuz tamamlayarak yaklaşık 8-9 saat sonra Knidos limanına sırayla girip, bir kısmımız iskeleye bağlandık, birkısmımız diğerinin üzerine aborda olduk, Burhan Kaptan ise alargada demir atıp kaldı.



Kahvaltı ve arkasından Knidos' un o buz gibi suyunda denize girdiğimizde gecenin tüm stress ve yorgunluğu üzerimizden gitmişti sanki...



Bugün ki seyrimiz Palamutbükünde bitecek. Knidos da epeyce dinlendikten sonra yine palamarları çözüp güzel bir rüzgar eşliğinde yelkenlerimizi doldurarak Palamutbüküne geldik. Artık rüzgarı arkamızdan alıyoruz ve Marmarise kadar da Geniş apaz, pupa bir seyir yapacağız... Palamutbükü' nün küçük limanına zar zor 6 tekne sığıştık.



Herkes limanın yanında boyluboyunca uzanan sahile, tertemiz denize girmek için yürüdü...
Akşam Liman Restoran da nefis zeytinyağlılar eşliğinde hepberaber güzel bir yemek yedik.

Ayşe ve Burhan' ın yaşgünü... Olanaklar çerçevesinde kutlamamızı yaptıktan sonra geç vakit teknelerimize yatmaya çekildik...
O gece çok kuvvetli bir rüzgar vardı, sabaha kadar defalarca kalkıp tekneyi kolaçan ettim. Kamaralarda uyuyanlar ise defalarca bizi acaba rüzgardan uçtular mı diye kontrol etmişler...

5.gün Palamutbükü-Adaboğazı-Bozburun

Sabah her zaman ki gibi erken uyandım. Reyhan ve Celal ile hemen limanın arkasındaki küçük sahilde buz gibi denize girdik. Liman restoranın duşunda duşumuzu alıp, tekneye geldiğimizde kahvaltı hazırlanmıştı bile...

Bugün serbest program... Birkısmımız Bozburuna, birkısmımız ise Söğüte gidecekler...
Saat 11.00 gibi Limandan avara olduk. Symi darboğazını geçip, Symi analimanı içinde yavaşça bir tur atıp, görmeyen arkadaşların görmesini sağladıktan sonra Yeşiova Körfezine dümen kırdık. Adaboğazına girip bir yüzme molası verdikten sonra Bozburun için telefonla sevgili M.Erem dostumuzdan bağlanacak yer tavsiyesi alıp Hidayet Kaptanla bağlantı kurduk. Limana yakın sancak kısımda gördüğümüz Gül Cafe önüne kıyıya demir atıp kıçtan kara bağlandık. (M.Erem ve Hidayet Kaptan ayrıca Gezgin Korsandır)
Catch Up da yanımızda bağlandı. Philoxene ise Limandaki son yere bağlanmıştı.




Telefonla öğrendik ki Caruso ve Yomaz Söğüt Denizkızı Restorana, Xenia ise Octobus Restoranın iskelesine bağlanmış.



Bozburunda eski dostumuz Oya' yı bulduk. Çok güzel, şirin mi şirin bir cafe açmış adı da çok güzel "Limon ağacı"... Kendi el yapımı dondurmalarını yedik, hasret giderdik...

Bozburunu çok sevdik, sahilinde kordonboyunda yürür gibi uzun yürüyüşler yaptık.

Tekneye dönüp, yorgunluğa teslim olup erkenden uyuyakalmışız...

6.gün Bozburun- Bozukkale


Mustafa ve Vehbi oltalarını hazırlamışlar tekneden balık tutmaya çalışıyorlar... Bu arada kıyıda balık tutan bir çocuktan tüyo alıyorlar...
Ben, fazla oyalanmadan tekneden atlayıp yine yüzdüm.
Bu sabah kahvaltıyı Hidayet Kaptan'ın ve kızının işlettiği şirin Gül Cafe' nin Bozburun koyu manzaralı 2.katında yapacağız.
3 tekne kalabalık oluruz diye hazırlanan oturup kahvaltısını yapsın mantığıyla biz önce başladık... Çok lezzetli, nefis bir kahvaltı yaptık.
Bugün önce Adaboğazına gidip, yüzme molası vereceğiz sonra Bozukkale de diğer arkadaşlarla buluşup geceleyeceğiz.
Biz, Bozburundan ayrılırken gezgin korsan flamalı bir tekne de alargada demir atıyordu. Kim olduğuna bakamadan ayrılmak zorunda kaldık.
Adaboğazında, Catch Up ile yanyana çok güzel bir koycukta tertemiz masmavi bir suda demirleyip saatlerce yüzme molası verdik. Daha sonra sıkılınca da demirlerimizi toplayıp, Bozukkaleye dümen tuttuk.
Bozukkale de koya girince iskelede kalan Ali Baba restoranın tahta iskelesinin en ucuna ilişerek tonoz alıp bağlandık. Ve yine hemen deniz... Bu sene kadar çok denize girdiğimi hatırlamıyorum, denize doyamadık... O kadar temiz ve güzel, pırıl pırıl sularda demirledik ki...
Gece önce güzel bir balık ve meze eşliğinde rakılar içtik... Sonra o tekne senin bu tekne senin geç vakitlere kadar sohbet, muhabbet...
Haa bu arada iddialı bir okey partisinde Sevgili Yasemin ve Nilüfer ikilisini Ümitle birlikte açık farklı yendik , komodorluk ünvanım pekişti...
Bu gece de gökyüzü muhteşem, samanyolu, yıldızlar...
Mustafa ve Vehbi de meraklı gökyüzüne sırayla anlatıyorlar gökyüzündeki yıldızları...
Can ise daha geçen sene gitmişti astronomi, gökyüzü konulu bir yaz okuluna... Hepimiz can kulağıyla Can' ı dinliyoruz...
Herkes uyudu ama biraz açıkta kayalara kıç halatıyla bağlı bir gulet jeneratör çalıştırıyor. Elfeneri ile uyardım, onlarda biraz sonra gürültüyü kesince derin bir sessizlik ortalığı kapladı...
Ve hayatımda gördüğüm en güzel en muhteşem yıldız kaymasını gördüm orada...
Sanki gökkubbeyi boydan boya ortasından yararak heryeri aydınlattı... Çok etkileyiciydi...
Hayaller kurarak, gökyüzünü izleyerek uyuyakalmışım...

7.gün Bozukkale-Korsankoyu-Serçe koyu-Kadırga ve Marmaris


Bu gezinin klasiği haline getirdiğim sabah yüzmesinden sonra (uyanır uyanmaz dosdoğru cumburlop denize) akşama hepimiz Marmariste olacak şekilde serbest gün ilan ettiğimiz için biz Korsan koyuna gitmek için palamarları çözdük.

Korsan koyuna girip kahvaltımızı yapıp biraz yüzdükten sonra Serçe koyuna girdik, orada da yüzüp demirimizi toplayıp Kadırga koyuna kadar seyir yaptık. Kadırga koyunda 3 katamaran yanyana gelip alargada yüzme ve yemek molasından sonra da Marmarise dümen tuttuk.

Vehbi, bu akşam 19.00 Otobüsüyle dönüyor.

Albatros Marinaya sırasıyla bağlandık, hoş beş tekneleri teslim edip, yakıtları doldurduktan sonra doğru duşlara... Sıcak duşların altında güzelce yıkanıp kalan son temiz giysilerimizi giydikten sonra Marmariste Çarşı içindeki Liman Restoran da gala gecemizi yapıp güzelce eğlendik...

Sabah ise veda zamanı, herkes herkesle öpüşüp vedalaşıyor. Bir sene daha bitti...

Açıkçası tadı damağımda kaldı, bir sonraki geziyi dörtgözle bekliyorum.

Sevgilerimle...

Eyüp

Not: Çerçeveli fotograflar için Dr. Ali Rıza Tiryaki' ye teşekkürler...

Gezi sonrası sevgili dostlarımızın kaleminden;

"Sevgili Tatilpostası, Ben ve eşim Ayşe için alışık olmanın dışında ama keyifli bir tatili geride bıraktık. Birbirimizle bir şekilde aile bağları olan kişilerden oluşan bir teknede olmamıza rağmen, tatil postasının diğer bireyleriyle tanışmak, paylaşmak güzeldi. Başta komodor Eyüp olmak üzere tüm tatil postası ekibine teşekkürler, selamlar sevgiler. "

Vehbi Öztürk

.............................................................

"Sevgili Komodor;
"Zorlu, bir o kadar da keyifli, ama kısa bir tatil" olarak zihinlerimizde yer alan bu tatil organizasyonu için,
Güler ailesi olarak, önce sana ve emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Önümüzdeki senelerde tekrar birlikte olma dileğine katılıyoruz.
Sevgilerimizle...
Rengin Kaptanın annesi Ilgın:)"


Ilgın Güler
........................................................



"Sevgili Arkadaşlar, ikinci tatilimizi de tamamlayıp dün gece itibariyle evimize ulaştık. Öncelikle bize, herşeyi önceden incelikle planlanmış bu güzel geziye hazırakonma ayrıcalığı veren Eyüp ve Burhana, sonra da bize Akifin yokluğunu neredeyse hiç hissettirmeyen tekne arkadaşlarımıza ve tabii ki, gezinin en çok kahrını çeken, gece/gündüz demeden yol alan kaptanımız Arif ve onun en büyük yardımcısı Celale sonsuz teşekkürler..."

Hatice Seval

..........................................................

"Sevgili Tatil postası ekibine başta organizatörler olmak üzere geçirdiğimiz güzel hafta için sonsuz teşekkürler. Tekne kaptanlarımıza (Rengin, Özcan, Mustafa, Semra), yardımcı kaptan Ilgın'a, ekibin en çömez miçoları olarak birlikte paylaştığımız herşeyin tadının damağımızda kaldığını söylemek istiyoruz. Tekrarını iple çekiyoruz.
Sevgi ve dostlukla
Nilgün-- Anıl"

Nilgün Kurucu
...............................................................

"......
Son söz ;Elbette 50 ayrı bireyin nev-i şahsına münhasır beklentilerini mutabakata bağlamak çok zor.. Ama bu seyir ve gezi tarzının bazı olmazsa olmazları var.. Ben bu gezi formatının pek değişebileceğini zannetmiyorum, hatta değişmemesi gerektiğini düşünüyorum.Tekne gezisi dinamik bir gezi tarzı...Sürprizlere açık..Herkesin beklentilerini optimize etmesi hayal kırıklıklarının önüne geçebilir diye düşünüyorum.Ben de grubun ortak iradesi hatrına beklentilerimi gözden geçirebilirim. Rüzgar ve denizi tartışmam ama :))
Sevgiyle.."

Özcan Baripoğlu

.............................................................

"Sevgili Tatil Postası,
Güzel bir gezi daha sona erdi...
Toplamda 150 deniz mili seyir yaptık.
Merak eden arkadaşlar için seyir haritamızı ekte görebilirsiniz.
Gün gün yaptığımız seyirleri ise yer isimleriyle sırasıyla göndereceğim.
3 Katamaran, 3 monohull yelkenli ile toplamda 6 tekne yaklaşık 50 kişi kazasız belasız, tertemiz koylarda mola verdiğimiz, bol bol yüzdüğümüz, sohbetler edip, oyunlar oynadığımız, güzel yemekler yediğimiz özlemlerimizi giderdiğimiz bir tatil oldu.
Aramıza katılan yeni dostları tanımak, onlarla kaynaşmak güzeldi...
Çocukları birer yaş daha büyümüş, gençlerimizi daha da olgunlaşmış görmek güzeldi...
Tekneleri kullanan kaptanlara özellikle teşekkür etmek istiyorum...
Sorumlulukları doğrultusunda ellerinden geldiğince yükü hafiflettiler, zamanımızın büyük kısmını alan yanaşma bağlanma, ayrılma gibi gerginliklerin de temelini oluşturan manevraları kolayca yaptıklarını gözlemlemek ayrıca güzeldi...
Herkesin birbirini kolladığı, yardım ettiği dostlukların gelişip pekiştiği koskoca bir aile gibi davrandık...
Yaptığımız bu tatil postası faaliyetinin ayrıcalıklı olduğunu, özenildiğini biliyorum.
Önümüzdeki senelerde tekrar birlikte olmak dileğiyle...
Sevgilerimle,
Komodor :)"

Eyüp Oğan

Hiç yorum yok: