08 Ağustos 2011

Finike' den Marmaris'e... 2011 Tatil Postası



Merhabalar,
Bu seneki geleneksel Tatil Postası gezimizi değişik bir formatta yaptık.
Rotamız Likya turu olduğu ve 1 haftalık bir izin süremiz olduğundan, daha iyi bir gezi, tatil programı yapabilmek için öncelikle grubumuzu ikiye böldük.
3 tekne Marmaris-Finike seyrini yaptı, sonrası ise yeni grup teknelere yerleşip Finike-Marmaris rotasında geri döndü...
Aşağıdaki seyir anısı Atlantis Katamaranıyla seyir yapan Sevgili Vahap Aslan tarafından kaleme alınmıştır.

Sevgiler
Eyüp




ATLANTİS’İN SEYİR DEFTERİ

1 hafta önceden başladı tatil hazırlığı Atlantis tayfasının. Kırdar, Aslan ve Oksay ailesi tatilin 1 hafta öncesinde alış-veriş listesi için toplandı. Rakı ve sirkeleşmeye yüz tutmuş şaraplar eşliğinde, Başçıl Ailesi ile de telefonla görüş alınarak alış-veriş listesi oluşturuldu. Şarap ve peynir konusu listede ön plana çıkarılarak “Master of Wine” Celal ve “Co-Master of Wine” Bekir, konu ile ilgili görev üstlendi. Eskişehir’in muhtelif şarap satış noktaları taranarak 28 adet şarap alındı. Bu arada teknedeki her erişkin için balon kadehler unutulmadı. Peynir konusu Bekir Kaptana ihale edildi. Geziden bir gün önce alkolsüz içecekler ve bozulabilecek gıdalar dışında tüm alış-veriş tamamlanmıştı.
1 Temmuz 2011 saat 22:30’da minibüsün tekeri dönmeye başladı. Saat 23:30’da başlanan Jack Daniels muhabbeti, saat 00:30’da minibüsü sessizliğe boğdu. Minübüsün mavi iç aydınlatması eşliğinde seyahate devam edildi. Gün ağarırken salimen varıldı Finike’ye ve muhtelif böreklerle kahvaltıyı takiben marinaya ulaşıldı. Tatil yorgunu Müezzinoğlu, Güler ve Tiryaki aileleri ile ayak üstü sahbeti takiben vedalaşıldı. Burhan Kaptanın deniz tatilini iki gün daha uzatması takdir ile karşılandı. Öğle üzeri Haluk Kaptan ve ailesi gruba katıldı. Tatilde bize eşlik edecek Eyüp Komodor, Mustafa Kaptan, Vehbi Kaptan ve ailelerinden oluşan Catch Up ekibi ile hasret giderildikten sonra tekneye yerleşme sürecine büyük bir hevesle başlandı. Tekne temizliği ve teslim alma süreci devam ederken eksik malzemeler yakında bulunan bir market ve şansımızdan o gün kurulan Finike Pazarından tedarik edildi.



Teknenin kaptanı Celal, muhasip olarak Bekir Kaptan’ı, vakanüvis olarak Vahap Kaptan’ı görevlendirdi.



Teknemiz Atlantis. Fountaine Pajot Bahia 46. Tekne tanıdık. 2008’de Atlantis’le Yunan Adaları gezisi yapmıştık.



Tekne ekibi: Celal, Vasfiye, Görkem Kırdar, Vahap, Nermin, Erge Aslan, Bekir, Sıdıka Oksay, Haluk, İsabel, Sinan Başçıl.





02.07.2011 (1. Gün) Finike – Gökkaya
Sakin ve yorucu olmayan bir rota seçildi. Finike, Gökkaya, Karalos, Kaleköy, Kaş, Kalkan, Göcek, Ekincik, Marmaris rotasını izleyeceğiz. Ortalama yolumuz 180 nm. Yelken açısından pek şanslı değiliz. Çoğunlukla kafadan esecek rüzgar.
Saat 13:30’da Finike limanından palamarlar çözülerek Celal Kaptan’ın kılavuzluğunda seyre başladık. Hedef Gökkaya Limanı. Ortalama 18 nm yol alacağız. Seyir öncesi Eyüp Komodorla gerekli planlamalar yapıldı. Rüzgar 10 knot. Ancak kafadan esiyor. İlk günden zaman kaybetmemek adına yelken açmıyoruz. Daha seyrin ilk saatinde Bekir Kaptanın şapkası denize uçtu. Dümendeki Celal Kaptan “Gerçek denizci denizde eşya bırakmaz” düsturuyla Williamson Manevrası ile şapkayı kurtardı.



Tekneye balıkçı kadrosundan giren Sinan, seyrin ilk saatinde oltaları bıraktı denize. İlk günün hasılatı 2 adet mercan.
Gökkaya limanının mükemmel bir kıyısında kayalara palamarlar bağlanıp mevsimin ilk tuzlu suyu ile teması sağlandı. Akşam Vasfiye ve Sıdıka’nın yaptığı kızartılmış biber ve soğan eşliğinde Bonfile, Nermin’in yaptığı salata ile beraber Celal Kaptan’ın önerisi ile gezinin ilk şarabı olarak seçilen Kalecik Karası Trojan Rezerv, balon kadehlerle buluştu.


Takiben DLC 2009 Cabarnet Sauvignon ve son olarak Güzay Karaoğlan, yıldız örtüsünün altında, ruhumuzu şarabın kırmızısına boyadı.
Yıldızların ışıltısında ekip yavaş yavaş kaynaşıyor. İsabel ve Sinan grubun tümü ile ilk kez karşılaşıyor. Ama herkeste uzun süredir tanışıklığın sıcaklığı ve mutluluğu mevcut. Sıcak bir sohbet sonrası kamaralara geçiyoruz. Görkem yıldızların keyfini daha uzun çıkarmak istiyor. Kendine cep telefonunun çektiği bir yer arıyor güvertede:)

03.07.2011 (2. Gün) Gökkaya-Kaleköy
Sabah erkenlice Gökkaya limanında yapılan kahvaltıyı takiben kahveler içilmeye başlandı. Bu arada Eyüp Komodor ve Reyhan teknemize geldiler. Kahveler içildikten sonra Sıdıka kahve falı bakmaya başladı.



Anlaşılan Baybora Kaptan’ı aratmayacak. Bu arada Erge’de fena değildi kahve falında.



Kahve faslından sonra kıç halatları ve demir alınarak seyre başlandı.
Dümende Bekir Kaptan var. Bir önceki akşam planlama yapılmıştı. Hedef Karalos Koyu gezildikten sonra Kaleköy’de Likya Restorana bağlanmak. Yol yaklaşık 8 mil. Yol kısa olduğundan bolca deniz molası verebileceğiz. Koylar sırayla geziliyor. Öğle yemeği menüsü ton balıklı makarna. Mutfak Vasfiye ve Nermin’de. Hamidiye Harabeleri ayrı bir ilgi çekiyor tabi. Haluk Kaptan’ın verdiği tarihi bilgiler eşliğinde ve rüzgarsız bir havada tamamlanıyor gezi.



Likya restoranın iskelesine sancaktan aborda oluyoruz. Bizden sonra Catchup, Mustafa Kaptan’ın idaresinde bağlanıyor iskeleye. Daha tatilin ikinci gününde kötü bir haber. Fenerbahçali yöneticiler şike nedeniyle tutuklanmış. Eyüp Komodor ve Vahap Kaptan’ın yüz ifadelerini anlatmaya gerek yok sanırım. Bir de Celal Kaptan’ın sevinç gözyaşlarını…
Tekne bağlandıktan sonra Haluk Kaptan’ın üretimi olan ceviz şarabı yudumlanıyor. Güzel bir tat. Her geziye gelmesi lazım…Akşam için restoranda sadece İsparoz balığı mevcut. Sohbette ağırlıklı konu Fenerbahçe. Balığın yanına rakı ilave edilerek bitiriliyor akşam.

04.07.2011 (3. Gün) Kaleköy - Kaş
Günün rotası Kaleköy-Kaş. Yaklaşık mesafe 20 nm. Kaptan köşkünde Haluk Kaptan var. Rüzgar 5-6 knot. Ancak yine orsa. Sakin bir seyri takiben Kaş’taki eski limana iki tekne yan yana bağlanıyoruz. Palamarlarımızı sonradan adının İsmail olduğunu öğrendiğimiz bir restoran sahibi bağlıyor. Restoranının kartını vermeyi de ihmal etmiyor bu arada. Kısa bir Kaş gezisini takiben soğuk biraları yudumlarken King partisi başlıyor. Nedense herkes Burhan Kaptan’ın eksikliğini hissediyor.
Akşam için Similey’s Restoran’dayız. Menüde mercan, karides, karavida, ahtapot, kalamar var. Vahap Kaptan’ın ısrarıyla rakı seçiliyor içecek olarak. Lezzetler mükemmel. Kaş’a uğrayanlara Similey’s Restoran’a gitmeleri kesinlikle tavsiye edilir. Restoranın sahibi İsmail Bey önceden haber verilirse bağlanma konusunda da yardımcı olacağını söylüyor (Tel: 242 836 28 12).

>

Yemek sonrası Kaş sokaklarında küçük bir gezinti yaptık. Hava çok güzel, mekanlardan gelen abartılmamış müziklerin eşliğinde güzel bir gezi oldu. Kaş, sakinliği, akşam bizden esirgemediği meltemi, pırıl pırıl bir gökyüzü ve sakin denizi ile bizi çok güzel ağırladı.

05.07.2011 (4. Gün) Kaş-Meis-Kalkan
Sabah, Smiley’s Restaurant’ın sahibi İsmail Bey’in gönderdiği sıcak ekmekleri alarak vakitlice ayrılıyoruz Kaş’tan. Rota Meis’e uğrayarak Kalkan. Yolumuz yaklaşık 20 nm. Dümende Vahap Kaptan var.



Meis’te alargada kalıyoruz. Taze ekmekler eşliğinde yaptık kahvaltımızı. Deniz kimseyi cezbetmiyor. Kahvaltı sonrası Bekir, Haluk ve Isabel botla kürek çekerek karaya çıktılar.



Yaklaşık 1 sattlik bir Meis gezisi sonrası döndüler tekneye. Meis’ten ayrıldıktan sonra Bekir Kaptan 2 knot apaz rüzgarda yelken açılmasını öneriyor. Yaklaşık 1 saatlik uğraştan sonra Poseidon’a söylenerek kapattık yelkenleri. Sakin bir seyirden sonra, Kalkan’ın ışıklarını seyredebileceğimiz küçük bir koyda yan yana bağladık tekneleri. Denizin yüzeyi, yakınlardaki tatlı su akıntısı nedeniyle soğuk, ancak tertemiz bir denizde geçiyor akşam saatleri. Bekir denizde başıboş bir balık sepeti buldu. Sinan’la beraber gerekli hazırlıklar yapılarak sepet uygun bir alana yerleştirildi. Yaklaşık 2 saat sonra 1 adet ısparoz balığı düştü sepete.
Gün batarken Gonahora Rose büyük bir keyifle içildi. Akşam menüde Isabel’in yaptığı peynirli tart,patates ve domates salatası var.Şarap menüsünde ise Ancyra-Syrah 2010.
Sıdıka’nın seçtiği “Kahve Şarkıları” albümü eşliğinde içtik şaraplarımızı.
Gün batarken ufukta görülen cismi merak eden Komodor, botla cismi incelemeye gitti. Sonuç: Yaban domuzu yavrusu. Sanırım dağlardan yuvarlanmış. Haluk ısrarla arka butlarını şaraba yatırıp pişirmek için yaban domuzunu istese de Komodor yanaşmadı bu fikre.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Eyüp, Mustafa ve Vehbi’de katıldı bize. Yıldızların altında şaraplar, rokfor, ve Kars gravyer peyniri eşliğinde balon kadehlerden yudumlanırken Marduk, Boylam, Yıldızları tanıma sohbetleri geç saatlere kadar devam etti. Mustafa, Vehbi ve Celal oldukça bilgili yıldızlar konusunda. Bekir ise elektronik aleti ile eşlik ediyor onlara. Gecenin son şarabı Arapgir bağlarından üretilen Güzay Karaoğlan.

06.07.2011 (5. Gün) Kalkan – Göcek
Saat 05:30’da uyanıp yol hazırlıklarına başladık. Hava serin. Bizleri suya girip kıç halatlarını çözmekten Vehbi kurtardı. Demiri alırken Catch Up’ın demirini de almayı unutmadık. Kendi zincirimizi halatla askıya alıp Catch Up’un demirini boşladık. Hedef Göcek koyları. Yol yaklaşık 65 nm. Dümende Celal Kaptan var. Saat 09:00 da ön yelkeni açtık kısa sürede olsa. Poseidon yine bizden yana değil.



Patara plajını ve Ölüdeniz’i sancağımızda bırakarak sakin bir seyir yaptık. Kahvaltı için Tersane koyuna bağlandık. Bağlanma sırasında aldığımız tonozun halatı sancak motorunun pervanesine sarıldı. Ekip Kos adasında, aynı teknede, aynı pervaneye halat sardığından tecrübeli. Kısa bir çalışma ile sorun giderildi. Bu arada Eskişehir’den Vasfiye’nin arkadaşları ile karşılaştık. Kendi tekneleri ile yaz aylarında uzun süreli seyirlere çıkıyorlarmış. Hoş bir tesadüf oldu.
Kaptanlar tekneyi neta ederken hanımlar ve çocuklar kıyıya yakın bir masaya oturup köy kahvaltısı siparişlerini vermişlerdi bile. Sıcak ekmekleri dışında koyda bizi memnun eden bir şey yok. Koy güzel olmasına rağmen tesisin işletmesi çok zayıf. Tuvaletler kullanılamayacak kadar kirli. Gezilerde bu koy pas geçilmeli diye düşünüp, halatları çözüp, pasarellayı toplayıp ayrıldık koydan. Boynuzbüküne doğru rüzgarsız bir havada dümen tuttuk.
Saat 14:00’te 4-5 knot rüzgarda full arma yelken açtık. Skipper Bekir Kaptan. Saatte 4-5 mile ulaşıyoruz ama yelkenin güzelliğini uzun süre yaşayamadık, hava kalınca indirdik yelkenleri. Boynuzbükü koyuna doğru dümen kırıp koya kıçtankara bağlandık. Ancak deniz temiz bulunmadı. Koyda bizden başka iki tekne daha var. Catch Up yaklaşık 1 saat sonra koya geldi. Yapılan kısa bir istişare ile Göcek’teki diğer koyların gezerek uygun bir yere kıçtankara bağlanmaya karar verdik. Güzel bir seyirle Kuyrucak Koyu, Hamam Koyu, Sarsala Koyları, Taşyaka (Bedri Rahmi Koyu) gezilerek Yavansu Koyuna girdik. Yavansu Koyuna girdiğimizde, koya kıçtankara bağlanmış İngiliz bayraklı bir teknede iki kişinin deterjanlı suyla tekneyi yıkadıklarını farkettik. Tabi ki gereken uyarıları yaptık. Ancak yanlarından uzaklaştığımızda tekneyi yıkamaya devam ettileri. Haluk Kaptan derhal Sahil Güvenliği aradı ve olayı aktardı. Sahil Güvenlik yetklisi Haluk’a “olayı görüntülediniz mi?” diye sormuş. Bu gibi durumlarda fotoğraf çekip yapılan yanlışlığı belgelemek ve yetkililere iletmek gerek. Öğreniyoruz.
Yavansu Koyuna kıçtankara bağlandık. Bu bölgede kıyı oldukça derin. Su 20-25 metreden aniden 3-4 metreye iniyor kıyıda. Demire bolca kaloma vererek bağlandık. Bağlandığımız noktanın yaklaşık 50 metre sağında Azra Erhat’ın meşhur martı fügürü var.
Bağlanmayı takiben DLC 2009 Sultaniye Emir şarapları Celal ve Haluk Kaptanların şiir dinletisi eşliğinde içildi. Şiirler bulunduğumuz mevkiinin ruhuna uygun olarak Bedri Rahmi’den.

Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin…………….


Akşam yemeği Mustafa Kaptan’ın Göbün’den botla giderek getirdiği sıcak ekmekler eşliğinde yendi.

Ve Gecenin sürprizi…





Celal Kaptan, Vasfiye ve Erge, Nermin ve Vahap’a güzel bir sürpriz hazırlamışlar. Nermin ve Vahap’ın 20. evlilik yıldönümü bugün. Güzel bir pasta ve mumlar eşliğinde, Bekir ve Sıdıka’nın şahitliğinde Celal Kaptan, Nermin ve Vahap’ın nikahlarını tazeledi.

Uzunca bir sohbetin ardından gece şarabın ve kesintisiz gökyüzünün huzuruyla sonlandı.
Gece saat 01:00’da henüz kamaralara çekilip uyumuştuk ki gürültüyle uyandık. Hava patlamış. Rüzgar yaklaşık 25 knot. Teknenin sancak kıç tarafı neredeyse karaya oturacak. Hem Atlantis, hem de Catch Up’ın kıç palamarları suda. Allahtan teknede hasar yok. Hızlıca demirlerin boşunu aldık. Sorun çözüldü gibi. Ancak uyumak mümkün değil. Teknenin ön kısmında havanın dinmesini beklerken yine yıldızlar, meteorlar, 2012 konuşuldu. Sabaha karşı rüzgarın hafiflemesi ile uyuyabildik biraz.

07.07.2011 (6. Gün) Göcek - Ekincik
Sabah saat 08:00 de halatları çözdük. Rota Ekincik-My Marina. Yol yaklaşık 33 nm. Dümende Bekir Kaptan var. Hava sakin, Bekir üzgün. Saat 13:00’te sorunsuz bir yolculuktan sonra My Marin’e bağlandık. Komodor burada “Burhanettin” ismini kullanmamızı yasakladı. Bir önceki seyirde bizim Burhan Kaptan atışmış buradakilerle. Kovulmaktan korktuk doğrusu.:)
My Marina bu bölgedeki en güzel birkaç marinadan biri gerçekten.




Deniz tüm güzelliğiyle karşıladı bizi. Tesis oldukça temiz. Denizin muhteşem güzelliğini tenlerimizde hissettikten sonra menemen ve makarnadan oluşan menü afiyetle yendi. Arkasından soğuk bira eşliğinde King partisi başladı. Celal Kaptan’ın tüm baskı ve tehditlerine rağmen Sıdıka ve Vahap çıkarken Bekir ve Celal battı :)





Akşam tüm ekip My Marin’de 4,5 kg Levrek ve 1,5 kg Sinarit eşliğinde rakı ve şarapları yudumlarken gezinin genel değerlendirilmesi yapıldı. Tabi bu arada Sinan’ın tuttuğu balıklar da bir güzel yendi. Genel kanı her zamanki gibi güzel bir tatil olduğu idi. Gezideki her iki teknenin de katamaran olması sanırım memnuniyeti artırdı.

08.07.2011 (7. Gün) Ekincik - Marmaris
Sucuk ve haşlanmış yumurta eşliğinde kahvaltı yapıldıktan sonra saat 12:00’de My Marin’den ayrıldık. Hedef Marmaris. Yolumuz yaklaşık 24 nm. Seyir sırasında Sıdıka ve Nermin’in tencerede yapmak zorunda kaldıkları kahveler yudumlanırken Bekir Kaptan’ın gemici bağları konusundaki eğitimi özellikle teknenin genç elemanları Görkem, Erge ve Sinan tarafından ilgi ile izlendi.
Seyir sırasında gezinin 3. King partisi oynandı. Tatil postası tarihinde ilk kez bir olay gerçekleşti. Bekir “Rıfkı” dedi ve yedi. (Rivayet odur ki bu tür bir olay Omerta gezisinde de olmuş .)
Marmaris’e girmeden küçük ve güzel bir koyda kısa süreli bir deniz molasını takiben saat 17:00’de Albnatros Marinaya bağlandık. Rutin işlemleri takiben saat 19:00’da gezi ekibiyle vedalaşarak, İsabel’in peynirli tart yemek için Ankara davetini de kabul ederek, yine Ali Kaptan’ın kullandığı minibüsle Eskişehir’e doğru yola çıktık. Denizli Şelale Resraurant’ta gece saat 23:00’te tandır ve rakı molası sonrası saat 05:30’’da artık Eskişehişr’deydik.

Gezi süresince yaklaşık 180 nm yol yaptık. Rüzgar genellikle orsa idi. Bu nedenle yeterli yelken yapamadık. Seyirlerde dönem dönem baştan gelen dalgalar konforu bozsada teknedeki ekipte memnuniyetsizlik ifadesi olmadı. Seyirlerimiz sırasında üstesinden gelemeyeceğimiz bir sorunla karşılaşmadık. Yaptığımız alış-verişle Dilek’in deyimi ile bizde “altın oranı” tuıtturduk. Gezide Celal ve Bekir sayesinde şarap kültürümüzü biraz daha geliştirdik. Çok lezzetli şaraplar içtik. Şaraplar sohbetlere de lezzet kattı. Sanırım bundan sonraki seyirlerde “tadım gecesi” düzenleriz.
Bu yıl tatil postasının iki gruba ayrılması, Hazal ve Yasemin’in rahatsızlığı ve Arıkan ailesinin son anda geziye katılamamsı olumsuz gelişmelerdi. Yasemin ve Hazal’ın hızla iyilşmeleri fazlasıyla sevindirdi bizi. İki farklı grupla gezi yapmanın avantajları ve dezavantajları elbetteki var. Kalabalık bir ortamda herkesle az da olsa sohbet edebilmek mi?, daha küçük bir grupta daha uzun sohbetler mi? Belkide bu konuda en çok sözü olanlar, organizasyonu yapanlardır. Her geçen gün kalabalıklaşan koylarda geniş bir ekiple sorunsuz ve konforlu bir tatil organize etmek kolay olmasa gerek. Belki buna karar verebilmek için bölünmüş tatil konseptinin biraz daha uygulanması gerekebilir. Kara tatillerinde bu yılki en önemli tartışma konusunun bu olacağını tahmin ediyorum.
Gezinin planlanmasında, uygulanmasında başta Eyüp Komodor ve Burhan Kaptan olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürler. Umarım kısa sürede yeniden denizlerde oluruz dostlarımızla.



Vahap ASLAN

Not: Fotograflar için Dr. Bekir Oksay'a teşekkürler..